Pandemi süreci öncesinde de hızlı bir gelişim yaşayan teknoloji, aynı hızda değişmeye ve gelişmeye devam etmektedir. Dijital Çağ olarak nitelendirilen günümüz dünyasında önümüzdeki 10 yıl içinde, işgücünün çok büyük bir bölümü oldukça farklı şekilde çalışacak. Dijital dönüşüm, yapay zeka (AI), nesnelerin interneti (IoT), Endüstri 4.0, mobil ve Z Kuşağı’nın yükselişi, önümüzdeki on yılda insanların nasıl çalıştığı üzerinde büyük bir etkiye sahip olacak.
“Dell Technologies Unified Workspace” in kıdemli danışmanlarından Cile Montgomery, moderatörlüğünü yaptığı bir panel tartışmasının sonuçlarına atıfta bulunarak, özellikle yeni genç ve dijital neslin, çalışmayı işe gidilen bir yer olarak değil, yaşadıkları zamanda neler başarabileceklerini gördükleri bir yer olarak tanımladığını söylemiştir. “Mobil teknolojinin ve bulut tabanlı çözümlerin tanıtımı kesinlikle her zaman, her yerde çalışma fikrini gerçeğe dönüştürmeye yardımcı olurken, “Baby Boomers, X jenerasyonu, Millennials (Y jenerasyonu) ve Z jenerasyonu” nun yarattığı kuşak karışımı, iş dünyasında karmaşık bir çalışma tarzı dinamiği yaratıyor.
“İş gidilen bir yerden daha azı oldukça ve yapılan bir görev olmaktan çıktıkça, çalışanlar istedikleri zaman, istedikleri yerde çalışabilmeyi beklerler.”
Hızlı bir dijital dönüşüm yaşayan günümüz iş dünyasında -pandemiyle birlikte- çalışma koşulları, konum veya günün saatinden bağımsız olarak işlerine bağlanmak için web tabanlı üretim ve işbirliği araçlarına güvenen, sanal ekipler ve iş çalışanları ile gerçekleşmeye başlamıştır. Bu eğilim, bugün daha çok “bilgi işçileri” gibi belirli gruplar için geçerli olsa da, önümüzdeki beş yıl içinde bu eğilimlerin, artırılabilen ya da yapay zeka ve robotik gibi teknolojilerle değiştirilebilen ve tekrarlanabilen süreç odaklı işleri birleştirerek hızlanması bekleniyor. Önümüzdeki beş yıl boyunca, kurumlar ve işletmeler için en büyük zorluk, çalışanlara (özellikle yüksek düzeyde dijital dünya ve sosyal medya meraklısı olarak büyüyen Z Kuşağına) ilerlemeleri için heyecan verici fırsatlar sunan kariyer yolları sağlamak olacaktır. Z kuşağı çalışanlarının yetenek ve becerilerini, kişiselleştirilmiş roller aracılığıyla girişimci olmak için esneklik ve özgürlük sağlayan şirketlere sunmak istediğini dile getiren Montgomery, yeni neslin bu kariyer hedeflerini gerçekleştirebilmelerinde ise, teknoloji endüstrisini tatlı bir nokta olarak gördüğünü söylemektedir. Bu yüzden, sezgisel teknoloji ve çözümler sunmak, bu yeni yetenek dalgasını çekmek isteyen kuruluşlar için yapbozun sadece bir parçası olacaktır.
On yıl sonra, yapay zeka (AI) ve IoT gibi Endüstri 4.0 teknolojileri yaygınlaştıkça resmin oldukça farklı olması bekleniyor. Cile Montgomery’nin aktardığı bir McKinsey araştırmasına göre, “2030 yılına kadar işlerin % 60’ı, bileşen görevlerinin otomasyonu yoluyla dönüştürülecek.” Yine de teknolojinin insanların yerini alması beklenmiyor. Bunun yerine, dijital dönüşüm insanları birçok sıradan görevden kurtaracak, ilerleme için fırsatlar sağlayacak ve daha empatik olmak için eğitim teknolojisi gibi yepyeni iş kategorileri yaratacaktır. Bu durumda bazı şirketler yarışı diğerlerinden daha hızlı koşabilir ve bu, geleceğe hazır olan ve gelişmekte olan teknolojilerden yararlanabilen işletmelerle olmayanlar arasındaki uçurumu genişletebilir. Ancak kesin olan bir şey var: İşletmelerin bugün attığı adımlar (altyapıyı modernleştirme, çalışanlara ilham verme ve yeni nesil teknolojileri devreye alma) dijital gelecekleri için zemin hazırlayacak ve insan liderliğindeki, teknoloji destekli ilerlemenin bir sonraki dalgasının, meyve vermesine yardımcı olacaktır.
